
Yukarıdaki klişeye lütfen dikkat ediniz: Bugün benzerleri yurdun her köşesinde sıralanan bir gecekondu hüviyeti içindeki mütevazi yapı... işte, 11 Mart 1921 Cuma tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin sözünü ettiği İslâm Kongresi’nin gündemi bu tek katlı yapıda hazırlandı: Burası Burdur Milletvekili Mehmet Akif Bey’in Tâceddin Dergâhı’nın yanındaki Ev’i idi. Sebilürreşad sahibi Eşref Edib Bey, Karesi (Balıkesir) Milletvekili Haşan Basri Bey de bu evde kalıyorlardı. Üç odanın en büyüğü, İstiklâl Marşı şairinin sohbetlerine daima hasret çekenlerin toplandığı yerdi. O günlerde Ankara’da Şeyh Sünûsî, Afgan Sefiri Ahmed Han ve diğer Müslüman elçiler bu meskenin devamlı ziyaretçileri idiler. Başta İstanbul, yurdun dört bir yanından gelen fikir ve edebiyat üstadları, boş bir odacık buluncaya kadar bu evin misafiri idiler. Klişede sağ köşede görülen başı şapkalı zat, Millî Mücadele kahramanlarından emekli Albay Niğde Milletvekili Halil Nuri (Yurdakul) merhumdur. Bu satırların yazarı ile, zamanın maarif Vekilini ziyaret etmiş, hâlen Hacettepe Üniversitesinin sınırları içinde olan bu tarihî yapının esas şekli değiştirilmeden onarılarak, İSTİKLAL MARŞI MÜZESİ yapılması ricasında bulunmuşlardı. Beş sene öncesine kadar yerinde olan yapıt şimdi ne hâldedir, bilmiyorum. Millî Mücadele Ankarası’nın SON HATIRALARI da gözlerden silinmeden, bu kadarcık mütevazı vefa hissini hatırlatmış olmak bile elem veriyor.
Marş Cephelerde Okunuyor...
Elimize gelen 700 den fazla şiirin içinden Âkif'inki de dahil olan üç tanesini seçtik...
Benim milletimin İstiklâl Marşı’dır bu! 1 Mart 1921 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk defa ve tekrar tekrar okunup söylendiği günden tâ bugüne, saymak mümkün mü, kaç defa söylenilmiştir? Kaç yüzyıl daha söylenilecek, mümkün mü cevap vermek? Yürekleri helecan ve göğüs kafesleri harf harf bu marşın mısra ve mânâsıyla dolup taşan kaç nesil geldi, kaç nesil yetişti ve yaşlandı? Ve daha kaç nesil gelecek ve yaşlanacak?…
İstiklâl marşı ile kimi ve neyi terennüm eylemiştir?
“… Şüphe yoktur ki o milliyetçi değildi ve benim gibilere karşı beslediği gayz de milliyetçi olduğumuz içindi.
Millî Bir Marşa Muhtacız
Bu âcûbeyi hâlâ millî marş diye terennüm etmekte, her şeyden evel, sanatımız için hazin bir mahcubiyet yok mudur?
Akifin gayzını şimdi daha iyi anlıyorum...
Mısırda bir dostuma telgraf çekmem lazım geldi. Bir kaç cümle sıraladım. Sonra, on lira uzatarak...


