Eğer mü ’minin firâseti bahsinde ihata edici bir kavrayış sahibi olmasaydım, Müslüman olarak anılmak hiç hoşuma gitmezdi. İçinde ruhen çocukluğumdan itibaren bulunduğum vakıa bunun tam tersidir. Yani İslâm’a doğru attığım ilk adımdan itibaren iman gücünün her hangi bir güce galebe çalacağından emin yaşadım. Giderek gençliğimin ilk yıllarında sosyalizme ilgimin iman gücüne olan derin bağlılıkla izah edebileceğimi 80 yaşımda halen düşünüyorum.