Al Sancağın Sönmeyişini Tüten En Son Ocağın Varlığı Açıklar

İstiklâl Marşı’nda ne söylendiği gayet sarih ve kimin söylediği de belli: Sözü söyleyen Türk Milleti. İstiklâl Marşı bir milletten bahsederken sadece bu toprakların üzerinde yaşayan insanları değil, toprağın altındaki şühedayı ve melekleri de hesaba katıyor. Gerçek manada söz sahibi, yani “sözün sahibi” bir millet bir şeyler söylüyor burada. Onun için İstiklâl Marşı ideolojisinin diğer tüm ideolojilerden farkı şurada: Şeytanların işgal ettiği bir dünyada meleklerin de bizlerle saf tutabileceği temiz bir ortam sağlamak. Çünkü biliyoruz ki melekler pis yerleri ve kötü kokuyu sevmezler. Şeytanlar ise pislikten ve çöplükten aralaşmazlar. Biz Türkçede güzel kokan bir şeye tütüyor deriz. Onun için marşımızda al sancağın sönmeyişini tüten en son ocağın varlığı açıklar. Yani tüten bir yer aynı zamanda temiz bir yerdir. Ve meleklerin meskeni orasıdır, şeytanın ise tüten yerde hiç işi olmaz.

Durmuş Küçükşakalak, Bir İdeoloji Olarak İstiklâl Marşı, 28 Haziran 2008, İstanbul

İstiklâl Marşı “Kahraman Ordumuza” İthaf Edilmiştir

Türk milletinin başından neler geçti, başına neler geçti? Geçen yedi yüzyılın her elli yılı hususi bir dikkati hak ediyor. Asırlarca kasıtla bulandırılmış suyu durultan, durultmakla kalmayıp içilebilir hale getiren İstiklâl Marşı’dır.

SERMAYE HAZRETLERİNİN NAZİK MÜSAADELERİYLE

Yazdıklarım okunmuyor değil. Kimler okuyor yazdıklarımı? Bir yolda benimle yürümek, bir mesafeyi benimle kat etmek isteyenler mi? Bu sualin cevabına matuf bahsi hiç açmayalım.

 

İSTİKLÂL MARŞI'NDAN ANAYASA ÇIKAR!

"İstiklâl Marşı Türk milletinin geleceğinin karartılamayacağı konusunda hem bir vaat, hem bir teçhizat, hatta mühimmat olarak düşünülmüştür. İstiklâl Marşı’nın varlığı bir milletin gelecek başarılarının çerçevesi çizilmek için doğmuş bir şeydir.

Felaha Ermenin İlk Şartı İstiklâl

İstiklâl fikri münferit olarak işimize yaramayan, işlevi olmayan bir fikir. İstiklâl düşüncesi bir mensubiyet bağıyla anlama kavuşan bir düşünce.