Mehmet Akif günleri

Mehmet Akif günleri

(…)

Türkiye Büyük Millet Meclisi 12 Mart 1921 tarihli oturumunda Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nı “Milli şiir” olarak kabul etti. İstiklal Marşı dünyadaki milli marşların ekserilerinin aksine, sade bir üsluptan ve slogan halindeki deyişlerden çok dantel üsluplu bir felsefeyi aksettirir. Heyecan verir ama daha çok düşündürür. Şair eserini beste için ortaya koymamıştı, nitekim seneler sonra bestelenebildi. Güfte ile beste arasındaki bu zor uyumdan ötürü halkımızın onu hala düzgün biçimde terennüm edemediği bir sır değildir. Galiba zor da olsa onu terennüm etmeyi öğrenmeliyiz. Senelerdir tartışılıyor; sağcı, solcu ekseriyet onu değiştirmeye niyetli değil. Eğer marşı söylemeyi öğrenemezsek konservatuvar korolarının bant kayıtlarına ve hoparlöre muhtaç kalacağız.

Şiirin anlamı büyüktür. İçindeki canhıraş Şark-Garp çatışması modern Türkiye’nin dramını aksettirir. 15’inci asırda Fatih Sultan Mehmet Han’ın temsil ettiği, rahat entelektüellik, komplekssiz Doğu-Batı sentezini 20’inci asrın başındaki Türklerin taşıması mümkün değildir. Her şeyimiz bugünkünden kat kat gerideydi; o günün Avrupa’sı da bugünküyle  mukayese edilemeyecek yüksek yerdeydi. Bizim dönemimizin aydınının durumu ıstıraplar, ikirciklenmeler içindeki Mehmet Akif asrının Türküne göre çok daha umutlu ve atılgan bir noktadadır ama toplumsal bilinç, ulusal sorumluluk açısından çok daha beter bir gençliğimiz vardır.

(…)

İlber Ortaylı, Milliyet, 16.03.2003, s. 9

Mersinde Bir Muhakeme

Cümhuriyet marşı söylenirken kalkmadığından
Çomu zade ile Fırka reisi arasında çıkan münakaşanın sonu

Gençliğe öğretmek için kurslar açıldı

Millî Türk talebe birliği gençliğinin millî marşlarımızı öğrenmesini temin için Halkevi ve Konservatuvarla temas ederek...

“Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklâl"

Fransız mekteplerinde çocuklara şair Alfred de Vigny'nin Kurdun Ölümü diye meşhur bir şiiri okutulur.

MİLLİ MARŞ MESELESİNE DAİR

Dünyada başka hiçbir vasıta tasavvur edilemez ki musiki gibi bir an içinde kulaklardan kalplere inerek ruhlarda bir his ve heyecan dalgası, hatta bir ihtiras fırtınası uyandıracak kudrette bulunsun.

Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş - Mehmet Âkif ve Cemiyetimiz; İstiklâl Marşı'nın 40. Yıldönümü

Millî marşımız bundan tam kırk yıl önce, 25 Mart, 1921 (12 Mart 1337) tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce resmen kabul edilmişti. Bu yıldönümü vesilesiyle eşsiz eserin ve büyük

Koca bir milletin ölüm kalım savaşının canlı bir tarihi, bir destanı idi

İstiklal Marşı millete mal olalı kırk yıl oldu. Bu müddet içinde zaman zaman bazı boğuk sesler güftesini tırmalamak istediler. Bestesi ayrı bir sanattı.

Ahmet Kabaklı - Mehmet Âkif

Mehmet Âkif merhum, İstiklâl Marşını Şubat 1337 (1921) de yazdı. Eser, 1 Mart 1337 günü, Büyük Millet Meclisi'nde, o zaman Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi (