Milli marş hakkında musikişinaslarımızdan Rauf Yekta Bey şu mütaleadadır:
— Evvel emirde güfte mevcut olmalı. Güftenin bestekârlık noktai nazarına muvafık olarak yazılması ise şarttır. Bence, yazılacak marş, aruz vezninde yazılırsa daha iyi olur. Çünkü aruz, ölçüye uygun geliyor. Parmak hesabile yazılan manzumelerde bazen aksak kelimeler zuhur ediyor. O zaman, beste bozuluyor. Gayet selis aruz vezinleri vardır. Bu vezinlerden biri intihap edilebilir. Bir de, mısralar, mümkün mertebe kısa, az heceli olmalıdır.
Bugün, resmen milli marş olarak teganni edilen İstiklâl marşının güftesinde milletimizin bugünkü umdelerine çok aykırı düşen yerler vardır.
İşte size bir mısra:
Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar!
Medeniyete böyle bir isnatta bulunan şairin manzumesi medeniyyet yolunu tutan Türk milletinin milli marşı olarak daha uzun müddet kalamaz.
Bir de marşta aranılacak en mühim vasıf marşın milli bir uslûbü bulunmasıdır. Mimaride, bir uslûbumuz var, tezhipte bir uslûbumuz var. Musikide bir uslûbumuz var. Bu uslûp milli marşta da mutlaka muhafaza edilmelidir.
Vagner, ve emsali gibi yüksek musiki üstatları yetiştiren Alman milletinin marşı bile gayet basit nağmelerden mürekkeptir. Bizim marşımız da, basit olmalı, fakat bu basitlik içinde kuvvetli bir san'at eseri gizli olduğu derhal anlaşılmalıdır..
Bestekâr Suphi Beyin mütaleası
Bestekârlarımızdan doktor Suphi Beyin milli marşa dair noktai nazarı şudur:
— Milli marş için açılan müsabakalardan şimdiye kadar bir netice çıkmadı. Binaenaleyh, bundan vazgeçmelidir.
Sonra, marşların güftesi bazen pek parlak olduğu halde beste, bu güfte ile beraber yürümez. Bugün, "Ey Gaziler!” ayarında bir marşın ayni heyecan verecek bir şekilde bestelenebileceğini ben, hiç zannetmiyorum. Yapılacak marşın aruz vezninde yazılmasını ben de tercih ederim.
Yalnız bestede garp musikisini örnek olarak almağa mecburuz.,,
Rauf Yekta – Dr. Suphi, Milliyet, 21 Kânunuevvel 1931, s. 3
İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİ MEHMED AKİF HAKKINDA -1-
Geçen gün “Yeni Sabah” da (İstiklâl Marşı değişebilir mi?) başlığı altında, Akifin lehindeki bazı sözler toplanıp neşredilmişti. Milletlerin istiklâlleri tehlikeye düşmüş bir mevsimde olduğumuz için istiklâlimize dair millî bir heyecan teranemiz olan marşın bahis mevzuu edilmesi ve içtimaî ruhtaki istiklâl hazzının tazelenmesi yolunda yapılan şu neşriyat, her halde, boşuna bir gayret değildir.
"Kaleme aldığı marş bu mücadelenin mücessem bir âbidesidir.
Ataç ise yine bir başka yazısında, Âkif’in millî şair, İstiklâl Marşı’nın millî marş olduğunu savunanlara “içinde minarenin, hilâlin, müezzinin zikredildiği bir marş nasıl millî olabilir?”
Metin Önal Mengüşoğlu - Müstesnâ Şair Mehmed Âkif
Bence İstiklal Marşı, Mehmed Âkif nezdinde neticede bir şiirdir. Onun modern bir ayine dönmesini ve dönüştürülmesini arzular mıydı?
"Milli Marşımıza dil uzatamazsınız!"
İstiklâl Marşı milli marş olarak kabul edildikten sonra hemen her devrede, çeşitli çevreler tarafından değiştirilmek istenmiştir ve halen de istenmektedir. Bazıları “korkma” “şafak” gibi kelimelerin yersiz kullanıldığını “ezan” kelimesinin laiklikle bağdaşmadığını ve "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mısraının medeniyet düşmanlığı ifade ettiğini söylerken bazıları da İstiklâl Marşı'nın bütün olarak bizi temsil etmeyeceğini iddia etmektedirler.
Konservatuvar muallimlerinden piyanist Cemal Reşit Bey, milli marş hakkındaki...
Milli marş yahut milli Hymne tekmil halk tarafından ezberlenebilecek bir kabiliyette olmalıdır. Meselâ, rastgele bir köylü, bir çoban, milli marşı, kolaylıkla teganni edebilmeli, güftesini okumalı, mânasını anlamalı ve milli marşa karşı sevgi ve hürmet beslemelidir.
Doç. Dr. Kâzım Yetiş - Mehmet Âkif'in Sanat-Edebiyat ve Fikir Dünyasından Çizgiler
Batı, medeniyet diye bizi aldatmış, biz medeniyet diye aldanmışız; aldatan kahpe olmaz da ne olur. Âkif'i medeniyet düşmanı olarak takdim etmek de ayrı bir aldatmaca değil midir?


