İSMET ÖZEL KİTAPLARI
Yeni dünya sözü işitildi mi akla hemen kuzeyi ve güneyiyle Amerika kıtası gelir. Oysa coğrafya kitaplarında Büyük Keşifler namıyla anılan hadiseler sonrası medeni Avrupa’nın yeni öğrendiği bütün yerler hesaba katıldığında 15 ülkeden oluşan Okyanusya da yani büyük Avustralya adası ve Yeni Zelanda da yeni dünyanın içindedir. Çek besteci Antonin Dvořák’ın 9. Senfonisinin bir adı da “Yeni Dünya’dan Senfonisi ”dir. Burada bestecinin Yeni Dünya derken Amerika’yı, bilhassa ABD’yi kastettiğini hepimiz biliriz. Bir Britanya dominyonunun bağımsızlık kazanması dünyayı yeni bir düzenle tanıştırdı. Yeni düzende yönetici zümrenin fiilen aristokratik bir yüzü ve dolayısıyla aristokratların kendi odalarında dinledikleri müzik, “oda müziği” yoktu. Fransız İhtilâli (1789) ABD bağımsızlığını (1783) takip etmede gecikmedi. Fransa’da ihtilâl öncesi döneme “ancien régime” denilirken, dünyada ABD ve Kanada dışında kalan kısmı “eski dünya” tabiriyle anmak tabiî karşılandı.
İşin içinde iş var. Bize ilk bakışta mesele imiş gibi görünen şey gerçekte kapitalizmin geçirdiği safhalardan ibarettir. Önce müstemlekeciliğin dünya hâkimiyeti hususunda bariz bir hamlenin sebebi olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Lenin’in emperyalizmi kapitalizmin son aşaması olarak tarif etmesi hatalıdır. Sermayenin ücretli emeği kullanarak bir maddi güç şekline evrilmesi işin aslıdır. Sermaye erkekleri istismar etmekle yetinmedi. Emeğini istismar ettikleri arasına kadınları ve çocukları da kattı. Bu furya Avrupalı toplumların refahıyla sonuçlanmadı. Avrupalı metropoldeki emekçi sınıfın karnını doyurmanın ancak müstemleke ahalisini daha çok istismar ederek, onları daha da aç bırakarak mümkün olacağını düşündü ve düşüncesini uygulamaya geçirdi. Kendisi bir Britanya kolonisi olan ABD’nin müstemlekesi yoktu. Yine de modern kültürün hâkimiyet sahası içinde beyaz ırkın üstünlüğü fikrinin kendine yuva seçtiği yer ABD’den başka bir yer değildi. Müstemlekeciliğe karşı çıkma fikrine yaslanarak serbest ticaret yaftası altında tesir altında bıraktığı bütün dünyayı haraca kesti. ABD kısa zamanda sermayenin terakümü ve temerküzü bakımından Avrupa’yı geride bıraktı.
Modern kültürün bizi nereye sürüklediğine vakıf olmak istiyorsak gözümüzü sermaye sahiplerinin mecburiyetlerine çevirmemiz lâzım. 1914 ile 1918 yılları içinde yaşanan I. Cihan Harbi’nin hedefi imparatorlukları ortadan kaldırmaktı. Üstelik bu hedefi güden üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya imparatorluğu idi. Dört yıl devam eden büyük savaş Britanya dâhil bütün devletleri inkıraza uğrattı. Rus çarının devrilip öldürüldüğü yılda ABD savaşa girdi. Çarsız Rusya ve hem en büyük sermayeyi elinde tutan, hem de gücünü dünyayı yeniden şekillendirmek uğruna sarf eden ABD daha 1919 yılında günümüz siyasi şartlarını belirler durumda göründüler.
1918 yılında I. Cihan Harbi’nin sona ermesinden yirmi bir yıl sonra II. Cihan Harbi patlak verdi. Niçin? Gaye gücünü yönetenle yönetilenin dayanışmasından alan ve bu yüzden İtalya’daki, Almanya’daki, Japonya’daki toplumların gözünü bağlamış olan siyasi düzen fikrini modern zihniyetten kovmaktı. Bunda başarılı oldular. Nitekim günümüzde insanları “faşist” sözüyle aşağılamak olağan sayılıyor. Hâsılı kelâm, Trump siyasetinin hiçbir yeni tarafı yok. Sahnede Trump’ın faaliyetleri ABD’ye zarar verecek olsa bile Trump’ı desteklemeye devam edecek Cumhuriyetçiler olduğu gibi yumuşak bir muhalefet sergileyen Demokratlar da kol geziyor. Grönland ve Kanada ABD’ye katılacak mı? Bekleyip göreceğiz.
ABD’nin tarihteki işlevine dikkat etmemiş olanlar Yeni Dünya’nın Eski Dünya’yı milâdın 1945inci yılından itibaren müstemlekeleştirdiği fikrine yabancıdır. Kapitalizmin pervasızlığı altında yıllar insanlığın gülüp oynayarak değil acı reçeteye razı olduğu yıllar olarak geçti. Napolyon Bonapart önce bugünkü ABD’nin Fransız müstemlekesi olan parçasını ABD teklifine uyarak satmayı reddetti. Reddiyenin sonu ne oldu dersiniz? Bonapart federatif bir devlet olarak ABD’nin göz koyduğu bu toprakları ne yapıp edip ele geçireceğine akıl erdirince ABD tarafından Fransa’ya teklif edilen satış gerçekleşti. Türklerin tarihteki yeri bu bakımdan benzersiz ve pek parlaktır. Türkler tarih sahnesinde yerlerini kâfirle çatışmayı göze alan millet vasıflarıyla aldılar. Bu aynı zamanda dünyanın bugünkü şeklini almak üzere bir yolun açılması demekti. Avrupa’da modernlik Türk tehdidi altında vücut buldu. Yani yerküre üzerinde Türklerin kendilerini göstermesinden daha önemli bir hadiseye modernlik tarihi şahadet etmedi.
Bilim ortak paydası altında toplayabileceğimiz disiplinler II. Cihan Harbi’ne kadar ABD üniversitelerinde üvey evlât muamelesi gördü. Nazi Almanyası ülkedeki entelektüel kadronun Yeni Dünya’ya taşınmasına sebep oldu. Sigmund Freud bindiği gemi sahilden New York’a yaklaşırken yanındaki kimseye “Buraya veba getiriyoruz” sözünü sarf etti. Gerçekten ABD kurulduğu günden itibaren sadece kapitalizmin gereklerini yerine getirdi. Thomas Jefferson kafası çalışan Amerikalılara Eski Dünya’dan Yeni Dünya’ya ancak pratik fayda temin edilen şeyleri aktarma tavsiyesinde bulunmuştu. Kapitalizmin başarısını dünya Pax Americana olarak tanıdı. Amerikan Barışının doğurduğu gevşeklikten rahatsız olan Trump o güzel günlere dönme vaadinde bulunuyor. Bu yüzden birçok Cumhuriyetçi ona asla son bulmayacak, sarsılmaz bir destek sunuyor.
İsmet Özel, 12 Ramazan 1446 (12 Mart 2025)
İkaz: Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.
Fahri Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in okurken hem sağdan hem soldan başlanan kitaplarının sekizincisi olan “İSLÂMLA DAMGALANMIŞ VAROLUŞ” neşrolundu.
Şimdi diyoruz ki dünyada mali hegemonya olarak işleyen bir sistem var. Bu sistem bütün insanları kendi emrinde çalıştırıyor.
İçinde iki CD ile ciltli olarak sunulan Erbain'in bu hususi baskısı bütün