Felaha Ermenin İlk Şartı İstiklâl

İstiklâl fikri münferit olarak işimize yaramayan, işlevi olmayan bir fikir. İstiklâl düşüncesi bir mensubiyet bağıyla anlama kavuşan bir düşünce. Yani ya topluca istiklâli hak ediyoruz ya da birey olarak ancak özgür olabiliyoruz. Yani Türkçede “İstiklâlimi elde ettim” gibi bir cümle manasız kalıyor. Ama “İstiklâlimizi elde ettik” cümlesinin anlamı toplum hayatımızda bir yere oturuyor. İstiklâl fikri ancak bir milletin fikri olabiliyor. Marşımızda ifade edildiği şekliyle Hakk’a tapan bir milletin hakkı istiklâlden başka bir şey değil. İstiklâl fikri bu topraklar için bir düşünce zemini oluşturuyor. Daha doğrusu her şeyin zeminini oluşturuyor. Yani Türkiye’nin kaidesi. Ezanlardaki namaza ve felaha çağrı ancak istiklâl zemininde mümkün olabiliyor, istiklâl olmadan felaha erilemiyor. Felaha ermeden ne sosyal hayatımız ne ekonomimiz ne de siyasetimiz kurtulabiliyor. Kısaca bu topraklarda dünya ve ahirette felaha ermenin ilk şartı istiklâl olarak karşımıza çıkıyor.

Durmuş Küçükşakalak, Bir İdeoloji Olarak İstiklâl Marşı, 28 Haziran 2008, İstanbul

Bir İdeoloji Olarak İstiklâl Marşı

Demek Türkiye’de bizim meselemiz “biz” olup olmadığımız konusundaki sarahattir. “Biz” dediğimiz zaman birbirimizi kastediyor muyuz? Bundan daha önemli hiçbir şey yok. Eğer “biz” dediğimiz zaman birbirimizi kastedebiliyorsak bizden hiçbir şey koparamazlar.

İstiklâl Marşı ile Asrın İdrâki

Zaten  Siyasal  İslâm’ın mayası sağlam değildi. Yani Siyasal İslâm ortaya çıktıktan sonra bir takım şuurlu Müslümanların bu hareketi sıhhate kavuşturmak üzere harekete geçmeleri gerekirdi.

ÖNSÖZÜMÜZ “ÖNCE VATAN”

Vatan der demez küflü bir şeyden, modası geçmiş bir kavramdan bahsettiğimizin bilincindeyiz. Bu şeyin modası, yalnızca Türkiye’de değil, yerkürenin her bucağında bilhassa globalizasyon marifetiyle kast-ı mahsusla, bile isteye geçirilmiştir.

TOPARLANIN, GİDİYORUZ!

Nereye mi? Nereden geldiysek oraya.. İnsanın nereden geldiği konusunda sarih bir fikri olmasa da mutlaka bir yerden geldiğini idrak edecek seviyeyi tutturması iyidir.

YİĞİDİN HAKKINI YEMEK İÇİN

Ülkemizde 1928 yılından sonra gözü kör eden kâtiplerin hükmü kalmadı. Latin harfleriyle okuyup yazmaya başladığımızdan bu yana önce mürettiplerin, sonra dizgicilerin ocağına düştük.

İstiklâl Marşı “Kahraman Ordumuza” İthaf Edilmiştir

Türk milletinin başından neler geçti, başına neler geçti? Geçen yedi yüzyılın her elli yılı hususi bir dikkati hak ediyor. Asırlarca kasıtla bulandırılmış suyu durultan, durultmakla kalmayıp içilebilir hale getiren İstiklâl Marşı’dır.

Bizim Asıl İstiklâl Marşı’mız Tekbir ve Salavat’tır

Biz İstiklâl Marşı Derneği olarak toplantılarımıza Bayram Tekbiri olarak da bilinen Teşrik Tekbiri ile başlıyoruz, arkasından Salât-ı Ümmiye getiriyoruz. Arkasından da İstiklâl Marşı’nı orijinal bestesiyle söylüyoruz.

"Canavarın Kolunu Sakarya’da Kestik"

Balkan Harbi ve Seferberlik tecrübesi bize çıkacağımız düzlüğü de takip edeceğimiz hattı da İstiklâl Marşı’nın yazılması ile gösterdi.