"İstiklâl Marşı Derneği olarak herkesin unuttuğu, görmezden geldiği ve fakat hiç kimsenin reddedemeyeceği bir gerçeği hatırlatıyoruz: 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, 20 Ocak 1921'de kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun 2. Maddesi ‘Türkiye Devletinin dini, Din-i İslâm’dır’ şeklinde tavzîhan tadil edilmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla, Tanzimat'la kaybettiğimiz şeyi geri aldık; bir İslâm devleti olduk. "
Türkiye, Türklerin üstünlüğünün inkâr edilemeyeceği şartların alenen fark edildiği bir ülke haline gelmedikçe, içinde yaşanmaya değer bir ülke olamaz.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
Yani insanlar yaptıkları her şeyde “bu Türkiye için” diyebiliyorlarsa, Türkiye’nin dünyada herkesin “vay canına” diyebileceği bir ülke olmasına mani olacak hiçbir şey yok.
"Her şeyin nasıl bir yeri olduğunu anlamamız lazım. İslâm, başından beri bu topraklarda bir itikadî
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
Türkiye, Türklerin üstünlüğünün inkâr edilemeyeceği şartların alenen fark edildiği bir ülke haline gelmedikçe, içinde yaşanmaya değer bir ülke olamaz.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
Yani insanlar yaptıkları her şeyde “bu Türkiye için” diyebiliyorlarsa, Türkiye’nin dünyada herkesin “vay canına” diyebileceği bir ülke olmasına mani olacak hiçbir şey yok.
"Her şeyin nasıl bir yeri olduğunu anlamamız lazım. İslâm, başından beri bu topraklarda bir itikadî
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
Türkiye, Türklerin üstünlüğünün inkâr edilemeyeceği şartların alenen fark edildiği bir ülke haline gelmedikçe, içinde yaşanmaya değer bir ülke olamaz.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
Yani insanlar yaptıkları her şeyde “bu Türkiye için” diyebiliyorlarsa, Türkiye’nin dünyada herkesin “vay canına” diyebileceği bir ülke olmasına mani olacak hiçbir şey yok.