Avrupa dış politikasında uzun yıllar boyunca bir Şark meselesi vardı. Bu Şark meselesi, Türk topraklarının akıbetinin ne olacağı meselesiydi; bütün dünyayı müstemlekeleştiren bu insanlar Türk topraklarında tesir uyandıramıyorlardı. Neden? Çünkü Türkiye’de bir “millî Pazar” vardı. Türkiye'de yaşayan herkeste bütün ülkenin aynı ruhla canlı kaldığına dair bir inanç vardı.
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
"Ne AB'ye uyum sürecinde kanunları değiştirilen Türkiye'nin, Türkiye olarak kalmasına ne de Türkiye olarak kaldığı müddetçe bu ülkenin AB’ye girmesine...
"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır.
"Hayatımızın tanzim edilmesine itiraz etmediğimiz sürece asıl nizam vericinin Allah olduğunu unutmuş oluruz."
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
"Türkiye'de 'elhamdülillah Müslümanım' diyen insanlar, davalarını mevkilerine vasıta kılmaya tevessül etmeselerdi,
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
"Ne AB'ye uyum sürecinde kanunları değiştirilen Türkiye'nin, Türkiye olarak kalmasına ne de Türkiye olarak kaldığı müddetçe bu ülkenin AB’ye girmesine...
"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır.
"Hayatımızın tanzim edilmesine itiraz etmediğimiz sürece asıl nizam vericinin Allah olduğunu unutmuş oluruz."
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
"Türkiye'de 'elhamdülillah Müslümanım' diyen insanlar, davalarını mevkilerine vasıta kılmaya tevessül etmeselerdi,
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
"Ne AB'ye uyum sürecinde kanunları değiştirilen Türkiye'nin, Türkiye olarak kalmasına ne de Türkiye olarak kaldığı müddetçe bu ülkenin AB’ye girmesine...