"Ortaya Müslüman olmayan bir zıpçıktı, bir türedi-Türk çıkardıkları yetmiyormuş gibi; bir de, her kim Türk olmadığını söyledi ise, o çaresizin Müslümanlığını hem destekliyorlar hem de besliyorlar; 'Müslüman ol, Türkiyeli ol; ama Türk olma!' diyorlar. Çünkü varlığını tarihi bir rol oynamakla kazanan Türklüğün, Haçlı Seferleri çağında çıkardığı iki kanadı vardır: Biri kâfirin sözünü tutmamak, kâfirin tavsiyesini reddetmek, diğeri Türk'ün sözünü tutan kâfiri korumak, kâfire söz dinletmektir. İşte bu iki kanadı, hangi zaman ve hangi mekânda bulunursa bulunsun, taktığı zaman Türk uçar!''
Biz Mekke ve Medine’yi kaybettik mi, kaybetmedik mi? Kimdik biz kaybetmiş olanlar? Müslümanlardık. Öyle değil mi? Yani Mekke ve Medine’yi Araplar mı kazandı?
"İstiklâl Marşı'nı kendine talimat kabul eden insanlar kâfirlerin Müslümanlar için hazırladıkları tuzaktan beri olurlar.
İlk işimiz şeytanlaşmaktan kurtulmak olmalıdır. İlk işimiz. Şeytanlaşmak nedir? Şeytanlaşmak kendini bir bok sanmaktır.
İslamiyet’in faidesine değil; onun istismar ve suistimaline talibiz cümlesi bariz bir metod olarak asırlardır yürürlüktedir.
"Biz Hz. Adem (as)'den beri gelen, esası Allah'a teslimiyet olan dine mensup olmakla kendimizi huzur içinde hissediyoruz.
Türkçede göğüs dediğimiz şeyin bir adı da “iman tahtası”dır. Biz Türkler bir şeye göğüs gerdiğimiz zaman zulmün, cehaletin, küfrün rağmına bir duruşu seçmiş oluruz.
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.