"Aklımızın bir başka yerimizde değil de, başımızda olması esastır. Etrafınıza bakın; aklı midesindeki insanlar ciddiye alınmak için deli taklidi yapıyor. Bu tavır Türkiye'yi hiçbir sahile yanaştırmayacaktır. Sarsıntı hissedilir hissedilmez, aynı gemide olduğumuzu söyleyenlerle karşılaşırsınız. Bunlar bize forsa olmaklığımızı kabule zorlayanlardır. Bunlar bize aklımızı başımıza almamız gerektiğini söylemez. Çünkü onlar da bilir ki, sahile gemiyi bir baş, bir kaptan yanaştırabilir. Selâmetin nişanesi aklın başta olmasındadır. Derya ortasında çaresiz kalmak, imamsızlıktan başka bir şeyin sonucu sayılmasın."
İstiklâl Marşı'nın bilinmesiyle Türkiye'nin bir mesafe kat edeceğini ya da yalnız mevcudiyetini muhafaza etmekle kalmayıp Türkiye dediğimiz ülkenin aynı zamanda dünyada itibar sahibi bir alan haline geleceğini söylüyoruz.
Millet hayatının ne olduğunu umursamayan ve olmaması gereken, yani bir geleceği olmasını kendisi için kötü bulan insanların çok etkili olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Biz Türkler bir Sivas Kongresi toplamamış olsaydık, bir İstiklâl Harbi vermemiş olsaydık şimdi İslâm’ın arz üzerinde ancak müzelik bir kıymetinden bahis açılabilecekti.
"Her şeyin nasıl bir yeri olduğunu anlamamız lazım. İslâm, başından beri bu topraklarda bir itikadî
Biz Mekke ve Medine’yi kaybettik mi, kaybetmedik mi? Kimdik biz kaybetmiş olanlar? Müslümanlardık. Öyle değil mi? Yani Mekke ve Medine’yi Araplar mı kazandı?