"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır. Bütün mesele; İbranî-Hıristiyan medeniyetin Türkiye'ye ve İslâm'a biçtiği yere ve bu yerin kaçınılmaz bir realite olduğuna rıza ya da red meselesidir. Bu rıza küfrün figüranlığına, red ise kulluğun asaletine râci'dir. Asaletini kaybettiğin vakit, vekâleten yaşadığın hayat cehenneme alıştırma yapmaktan başka bir şey değildir."
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
"Dünyaya sözünü dinleten Türk yoktur, demek yanlıştır. Fakat kimdir o? Türkiye'yi elinde tutandır
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
"Dünyaya sözünü dinleten Türk yoktur, demek yanlıştır. Fakat kimdir o? Türkiye'yi elinde tutandır
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.