Türklük bir karakterdir. Türklük bir vasıftır. Türklük bir kavmin adı değildir. Yani kara derili bir Türk olur. Mavi gözlü ve sarışın bir Türk olur. Türklük asla babanın ananın dölüyle alakalı bir şey değildir. Türklük doğrudan doğruya senin kalbinle alakalı bir şeydir. Senin kalbin de Kâbe’dedir. Eğer Kâbe’ye teveccüh etmemişsen Türk olman imkânsızdır. Çünkü kalp Kâbe’dir. Çünkü orayı İbrahim oğluyla beraber İsmail’le beraber yaptı. Kalp Kâbe’dir. Kâbe’den başka kalp yoktur. Onun için bütün gavurlar kalpsizdir.
Avrupa toplumları yöneten yönetilen arasındaki sözleşmeye dayalı olarak işlerken Türk dünyasındaki işleyiş yönetici mevkiinde olanların yönettiklerini himayeyle mecbur olmaları şeklinde işler.
"Bizim burada, itikadî bakımdan başkalarının bir şekilde imreneceği insanlar olmamız zarureti var.
"Bu topraklar binlerce yıl boyunca yani antikiteden, belki arkaik zamanlardan beri birilerinin işgal alanı, birilerinin vilayetleri oldu
Bizim kendimize mahsus bir hayatımız olması ve dünyada yaşanacak yer olarak Türkiye'nin işaret edilmesine sebep olacak bir donanıma sahip olmamız bizim şuurlu bir şekilde iktisadî bir düzenlemeye başvurmamızla mümkün olacak.
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.
Daha Lozan Anlaşması imzalanmadan İstiklâl Marşı millî marş olarak kabul edildi. Bu yüzden diyoruz ki İstiklâl Marşı’nın Cumhuriyet’e hiçbir borcu yoktur. Cumhuriyet her şeyini İstiklâl Marşı’na borçludur.
Biz Türkler bir Sivas Kongresi toplamamış olsaydık, bir İstiklâl Harbi vermemiş olsaydık şimdi İslâm’ın arz üzerinde ancak müzelik bir kıymetinden bahis açılabilecekti.