"Ortaya yalınkılıç ne Türkiye'yi ne dünyayı kurtarmak üzere atılıyoruz. Hatta Türkiye'nin başına gelmekte olan felaketin anlaşılabileceği konusunda bile umutlu değiliz. Biz her şey olup bittikten sonra, hâlâ selametin nerede olduğunu işitecek kulakların olması için hazırlık yapıyoruz. Ayrıca biz, dünyada işlenen kötülüklere suç ortağı olmayı reddetmekle ancak temiz kalınabileceğini düşünüyoruz."
İşler Türklerin Türkleri itaat ettirmesiyle yürümez. Ve zaten bu bir karakter olduğu için, bu bir tarihi rol olduğu için ‘eğik boyun’la bu rolün ortaya çıkmasına imkân yoktur.
"Türklük Sünnilik ve Hanefiliktir. Sünni olan 'Türklükle alakam yok' diyemiyor.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım demek, şu demektir: Hele vurmaya yeltenilen zincir bize gösterilsin; o vakit görelim Mevlâm n’eyler. Kaderime razıyım, yani esarete razı değilim.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
"Türkiye'nin varlığı, dünyada İslâmiyet'in hâla bir siyasî organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcut olduğunun gösterilişidir.
"Biz İstiklâl Marşı Derneği'ni Türkiye'nin varlığının tehlikede olduğu görüşüne sahip olduğumuz için kurduk. Türkiye'nin durumu pek o kadar da kötü değil diyen...