İstiklâl Marşı en son ocağın sönmeden Türk Milleti'nin pilinin bitmeyeceğini söylüyor. Yani. Onun için biz o ocağın tütmesiyle uğraşmamız lâzım. Bu da fiilen Türkiye'de işleyen mekanizmanın şöyle veya böyle yeniden biçimlendirilmesiyle sağlanamaz. Türkiye'de mekanizmanın yenilenmesi gerekiyor. Yani Bu bizim panellerimizde olduğu gibi “iyiyse yepyenidir de” şeklinde olacak bir şey. Yani mekanizmanın yenilenmesi yeni bir mekanizma teminiyle değil, iyinin farkına varılmasıyla olabilecek bir şey.
"İstiklâl Marşı Derneği üyeleri olarak yerimizi -Rasûlullah'ın emrine uyarak,
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
İstiklâl Marşı'nın bilinmesiyle Türkiye'nin bir mesafe kat edeceğini ya da yalnız mevcudiyetini muhafaza etmekle kalmayıp Türkiye dediğimiz ülkenin aynı zamanda dünyada itibar sahibi bir alan haline geleceğini söylüyoruz.
Kaç yüz yıl oldu ki, “Türk olsaydı Türkiye’ye bunu yapar mıydı?” sorusunu sorduran idarecilerimize alkış tutarak yaşıyoruz.
Daha Lozan Anlaşması imzalanmadan İstiklâl Marşı millî marş olarak kabul edildi. Bu yüzden diyoruz ki İstiklâl Marşı’nın Cumhuriyet’e hiçbir borcu yoktur. Cumhuriyet her şeyini İstiklâl Marşı’na borçludur.
"Osmanlılar ne Almanya ne de Fransa ile savaştılar; Haçlı ordularıyla savaştılar