Eğer bir Türk kızı, bir Türk kadını, bir Türk anası yoksa Türk milleti hiç yoktur. Yani bir milletin milletliğini o milletin kadınları sadece temin etmez, onun muhafızlığını da yapar. Yani kadınları olmayan bir millet, millet değildir.
Bizim hem İstiklâl Marşı Derneği olarak, hem de Türk olarak insanlara göstermemiz gereken şey kulluktan yüksek bir mertebenin olmadığıdır.
İnsanlar kâfirler eliyle, kâfirler diliyle öyle bir yola sokuldular ki her parçanın diğeri aleyhine işlediği bir terkip esas alındı.
Daha Lozan Anlaşması imzalanmadan İstiklâl Marşı millî marş olarak kabul edildi. Bu yüzden diyoruz ki İstiklâl Marşı’nın Cumhuriyet’e hiçbir borcu yoktur. Cumhuriyet her şeyini İstiklâl Marşı’na borçludur.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
Eğer Hz.Muhammed (s.a.v) son peygamber olarak gönderilmemiş olsaydı insanlık kıyamete kadar sapıklık içinde kalacaktı.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
biz eğer yazımızı geri alabilirsek bu her şeyimizi geri aldığımızın da ispatı olacak.