"Din gününü, hesap gününü hesaba katmadan da Müslümanlıkla iştigalimiz bahse konu edilebilir. Bu durumda dahi kendimize şu suali açacağız: İslâm adına öğrendiklerimize, mevki elde etmek üzere bir vasıta olarak mı bakıyoruz yoksa öğrendiklerimizle küfrü hakir görecek bir donanıma mı kavuşuyoruz?"
"Bizim 'hak' konusunda kâfirlerin asla sarsamayacağı bir fikrimiz olmalı. 'Hak' hiçbir zaman dünyevî teçhizat değildir.
Bizim topraklarımız Avrupa’da kapitalizmin, yani feodalizmin bağrında yetişen kapitalizmin doğmasına vesile olan topraklardır.
"Bugün yaşadığımız modern veya post modern hayatı başlatan şey Türklerin tarih sahnesine çıkmış olmasıdır.
Türkiye’de yaşayan insanları tehdit etmek, şantaj uygulamak dünden daha kolay.
İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’nden önce ve onun kazanılması için yazıldı; buna bir katkı ya da destek olmak üzere yazıldı. Yoksa işler bittikten sonra hikâye olsun diye değil.
"'Eğer bizi Avrupa Birliği'ne almazlarsa Kopenhag Kriterleri'ni Ankara Kriterleri yapar, yolumuza devam ederiz' demek, 'biz gâvurlaşmaktan asla caymayacağız...
"Nasıl Allah Rasûlü Muhammed (sav) son peygamber ise, Türkler de insanlığın son milletidir;
Bizim kendimize mahsus bir hayatımız olması ve dünyada yaşanacak yer olarak Türkiye'nin işaret edilmesine sebep olacak bir donanıma sahip olmamız bizim şuurlu bir şekilde iktisadî bir düzenlemeye başvurmamızla mümkün olacak.