"Bizim nerede olduğumuz ne için olduğumuzla birebir irtibatlıdır. Dünyada iken aşağıda bir yerdeyiz. O halde 'niçin buradayız' diye sorduğumuzda bunun bir tek cevabı olabilir: 'Yükselmek için'. Düşük biri olmanın gereğini yerine getirmek için, daha aşağısı için gelmiş olamayız. Yani biz dünyaya cehenneme gitmenin yolunu bulmak için gelmedik."
Bizim ilk yapacağımız şey başta kendimiz olmak üzere merkezden muhite gâvurun dişini kıracak bir gıda haline gelmek.
Bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine ait olduklarını kabul etmeleri lazım.
Kaç yüz yıl oldu ki, “Türk olsaydı Türkiye’ye bunu yapar mıydı?” sorusunu sorduran idarecilerimize alkış tutarak yaşıyoruz.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
Size deniliyor ki, ne istiyorsunuz, geçinecek kadar para değil mi? Çoluğun çocuğun da sefil olmasın, işte bu kadar.
" 'Türkiye niçin vatan' sorusu bugün sorulmuyor; çünkü 1923 yılında Cumhuriyet'in ilanıyla elde ettiğimiz vatanımızın vatan
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.