TAŞ YERİNDEN EDİLDİKTEN SONRA
İSMET ÖZEL
.

III. Selim yaptığı beynelmilel anlaşmalardaki bazı hükümlere “Bu İslâm şeriatine sığmaz” diyen ulema sıfatlı zevatı yerinden kaydırıp onların yerine “Dinimizi devlet belirler” diyen ulema görünmekten medet umucu kimseleri getirdi. Getiriş o getiriştir. Neler yaşamış olursak olalım Hıristiyan takviminin 2024üncü yılında bile din ve devlet ilişkileri aynı kanalda akıyor. Devlet dev mali gücüyle insan ilişkilerini düzene sokma becerisi gösteren güç odaklarının isterlerine harfiyen riayet edip sözünü Türk topraklarına geçiren gücün oyuncağı olmayı marifet belliyor.

Yalnız Türk topraklarını değil, yerkürenin tümünü ilgilendiren bir terslikten söz ediyoruz. Bizi çıkmaza sokan şey kendimizdir. Bilim denince sadece bilim adamlarının anladığı bir şeyi kast etmiş olduk. Yani bilime adını bilim adamları koydu. Ne kadar gelişmişliğinden bahis açılsa da bilim bir eksiklikler halitasıdır. Fizik kelimesi Latinceye “natura” olarak tercüme edildi. Bununla birlikte insanlar tahsil hayatında hem fizik ve hem de kimya kelimesinin hangi meşguliyet alanını işgal ettiği hususunda uzlaştılar. Bu uzlaşı ruh bilimi muhtevasının ele alınmasına kadar devam etti. Kimyayı biologi, sosyologi ve adını bile bilmediğimiz birçok bilim alanı takip etti. Romantizm bilimin insanlığa karşı yürüttüğü acımasızlığa savaş açtı; ama bu savaşı kazanması imkânsızdı. Çünkü romantizm de bilime can taşıyan insan zaaflarından, giderek 1001 Gece Masallarından güç alıyordu. Kısacası modern hayat bir noksanlıklar ve o noksanlıkları telâfi etme çabalarının bir yığınıdır.
Modernleşmek bir suyu berraklaştırmakla değil, olduğundan daha bulanık hale sokmakla olur. Nitekim insanlık bu bulantının en az dört yüz yıldır çilesini çekiyor.

Hıristiyanların XXI. yüzyılı bir berraklık ihtimalini canlandırdı mı? Hayır, en irisinden en ufağına kadar Dünya Sistemi’nin bütün odakları Gazze şeridinde İsrail’e destek vererek insanın insana kulluğu devam etmedikçe ve iş adamları bir yıl içinde en hızlı kâr edeni tebcil etmedikçe nefes alamayacaklarını biliyor. Bugün Ukrayna savaşı sebebiyle Rusya’yı savaş suçlusu ilân edemeyenler bunun sebebinin dünyanın altıda birine hükümran olan bu ülkenin XVIII. yüzyıldan itibaren kendi ayakları üzerinde durmağa çabalaması olduğunu biliyor. Devletler arası ilişkilerin kazananın her şeyi ele geçirdiği bir kumar olarak yürürlükte olduğunu bilelim. Hiçbir devlet masumiyetini ispat ederek puan kazanma hevesinde değil.

Seneca “Başlayan her şey biter” demişti. Eğer bu hüküm isabetliyse modernliğin de sona ereceği gün gelecektir. O gün gelinceye kadar yapacağımız bir şey var mı? Evet, var. Dost edinmeği hayatın akışına tevdi etmeyelim. Mümkünse utanmayı bilenler arasından bir veya birçok dost edinelim. O zaman dünyayı değerlendirmede farklı ölçülere aşina olacağız. Yeni ölçüler bizi yeni yaşama yollarından haberdar edecektir.

İsmet Özel, 7 Zilkade 1445 (15 Mayıs 2024)


İkaz: Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.