...
Durmuş Küçükşakalak
Dünyada taşıdığımız can, canan ve bütün varımız için yaptığımız duaların hayır mı şer mi olduğunu bilemeyebiliriz. Yalnız vatan sevgisinin imandan olduğunu bilenler olarak, vatanın selameti üzerine yaptığımız dua serapa hayırdır. Vatanın selameti için yaptığımız dua, ahirete mütealliktir. Çünkü burası cennet-vatandır. Çünkü iyi biliriz ki; vatanı olmayanın dini de olmaz, kıblesi de. Onun için “Hicret” tarihimizin başlangıcıdır. Hicret’ten sonra vatanımız da oldu kıblemiz de. Vatan ve kıble öyle önemliydi ki, koskoca insanlık tarihini "Hicret’ten önce" ve "Hicret’ten sonra" olarak ikiye böldük.
Kıblesi olmayanın istikamet üzere dosdoğru olması mümkün değil. Artık vatan için duası kalmayan Türkiye’ye bütün yollar istikametmiş gibi gözüküyor. Bütün yollar istikamet olmuşsa Türkiye kaybolmuştur.* İhtiyacımız, şairin işbu iki mısradaki duasına ülke olarak “amin” diyebilecek liyakati gösterebilmektir.
Zayıf atın da kıblesi olmazmış. Şüheda fışkıracak kadar cennet olan bu vatan, biz Türklere güç veriyor. Canı, cananı, bütün varımızı vermeye hazırız. Vatanı asla.
*İsmet Özel’den mülhem.
Biz İstiklâl Marşı Derneği olarak kurulduğumuz günden itibaren şunu söylüyoruz: İslâm’ın içinde hiçbir kötülük yoktur ama İslâm’ın dışında hiçbir iyilik yoktur! “Bunu gâvurlar daha iyi yapıyor” dediğiniz zaman İslâm’ın dışında bir iyilik arıyorsunuz demektir.
-İstiklâl Harbi’ni esas mı alıyorsunuz?
- Bence ayağımızı basacağımız yer İstiklal Harbi’dir. Başlangıç noktası.
BİZ NEDEN ORUÇ TUTUYORUZ?
"Bizi Türklükten nasıl uzak tuttuklarını anlamak için bizi İslam'dan nasıl uzak tuttuklarını anlayabilmemiz lazım. Bugün Ramazan ayındayız. Bize Ramazan ayı denince ne anlaşılması gerektiğini gayr-i Müslimler telkin etti.
Hükümranlığı altında bulunduğumuz medeniyet çerçevesinde erkekler günlük hayatlarını sürdürmekte iken Müslüman kimliklerini dışa vurmak mecburiyeti altında kalmıyorlar.
İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’nden önce ve onun kazanılması için yazıldı; buna bir katkı ya da destek olmak üzere yazıldı. Yoksa işler bittikten sonra hikâye olsun diye değil. İstiklâl Marşı, eğer dünyada Türk hayatı diye bir şey varsa, bu Türk hayatının en kritik döneminde yazılmış bir metin. Türk hayatı şimdiye kadar bir şekilde vardı, bundan sonra da olacak mı sorusuna cevap vermek üzere yazılmış bir metin İstiklâl Marşı. O yüzden İstiklâl Marşı’nı Türk hayatı dediğimiz şeyin varlığı ve idamesi için elzem bir unsur olarak görmek bizi bir araya getiriyor.
İsmet Özel, Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklâl Yürüyüşü, s.163
23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi açıldığında Antep’e “Bize mebus gönderin!” telgrafı gelir. Antep’in ileri gelenleri toplanıp, “Eğer Ankara’ya biz gidersek ve Ankara İstiklâl Harbi’ni kaybederse İstanbul bizi sürgüne gönderir
İstiklâl fikri münferit olarak işimize yaramayan, işlevi olmayan bir fikir. İstiklâl düşüncesi bir mensubiyet bağıyla anlama kavuşan bir düşünce.
Bugünün tarihini biliyor musunuz? Hangi zamandayız? 1397 yılının Cemaziyel’evvel ayının 12’inci gününde miyiz; 1393 yılının Nisan ayının 18’inci gününde miyiz; yoksa bugün1 Mayıs 1977 mi ?


