Amerikalıların başından beri uyguladıkları şey. XVIII. yüzyılda ABD devlet olduğu zaman, kapita­lizm sömürgecilik çağını tamamlamıştı; Batı Avrupa ülke­leri müstemlekelerini dünyada ihdas etmişlerdi. Amerika Birleşik Devletleri bütün müstemleke haklarının yanında görünerek kâr etti. Dolayısıyla müstemlekeci ve müstem­lekeli çatıştığı zaman oradan kasasına para aktaran Ame­rikalılar oldu hep. İki tarafı da destekledi. Ama nasıl?  Kim ağır basıyorsa ezilen tarafı destekledi. Harry Truman II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan senatosunda kürsüden söylüyor. Diyor ki: “Ruslar bastırdıkları zaman Almanları, Almanlar bastırdıkları zaman Rusları destekleyelim. Bırakalım biri diğerine mümkün olduğu kadar çok zayiat verdirsin.” Yani kim zayıf durumdaysa onu destekleyelim ki, Ruslarla Almanlar mümkün olduğu kadar birbirlerini çabuk öldürsünler. Bunu şu anda Amerika’nın Ankara’daki elçisi sanki Washington DC’de Ankara’dan gönderilmiş bir elçi gibi hareket ediyor. Yani Amerika’nın da hataları var... falan gibi konuşuyor. Dikkat ettiniz mi? Elçi bu. Amerikan elçisi, “Amerika’nın da hataları var...” diye konuşuyor. Bunu da yutuyor birileri. Adamın ağzından bal akıyor, diyorlar. Ve bugün mesela, işte Kuzey Irak’a Türk ordusunu sokacak olan Amerika, onu orada hezimete uğratacak olan gene Amerika. Bunu inşallah yapamaz. Yani oradan birtakım siyasî sonuçlar doğacak.
 
Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklal Yürüyüşü I, S. 427-428
EBCED HEVVEZ HUTTİ KELEMEN

Hevvez, hutti, kelemen

Ben bu işe gelemen 

Bacaklarım gısacuk 

Falakaya giremen 

(Türk çocuklarının bir tekerlemesi)

Türk Bayrağı ve Sancak-ı Şerif

Sancak, ordu komutanına alemdir, onu temsil eder. Bayrak ise bir topluma, kavme, millete âlemdir, onları temsil eder. Niçin “al bayrak” denmeyip de “al sancak” denmiştir?

Türkiye'de Anayasa Meselesi

İsmet Özel: Evet, 1982 anayasasından dolayı dediğiniz gibi. Bugün Türkiye’de işte sivillerin anayasa yapmasından söz ediliyor, değil mi? Aslında benim sormak istediğim soru şu:

ERİMEZSEN ERİTİRSİN

Türk demokrasisinde Müslümanlar, merkezî yeri işgal ediyor. Yahut eğer Türkiye’de demokratik bir rejim sözkonusu ise, bu rejimin, üzerine nakış işlenen kumaşı Müslümanlıktır.

BİZE BİR CUMHURBAŞKANI GEREKİYOR MU?

Madem Türklerin (cumhurun) demir dağı eritmek gibi bir gayesi yoktu, o halde hangi sebeple bir başkanı vardı? Akla gelebilecek ilk sebep asayişin teminidir.

“İstiklâl Marşı Şehitler ile Şehit Oğulları Arasında Bir Mukabeledir, Bir Konuşmadır”

İstiklâl Marşı’nın rüyayla irtibatı vardır. Şunu İstiklâl Marşı’na itiraz edenler de sık sık dile getirirler: Derler ki, İstiklâl Marşı’nda iki dil var, iki farklı üslup var. Bu gerçekten de böyledir.

ORTADOĞU'DAKİ BÜTÜN KARIŞIKLIKLAR İSRAİL'İN SIHHATİNE HİZMET EDİYOR

Şimdi, sapık düşünceyi bize geçerli düşünce olarak kazıklamak isteyen insanlar dünya şartlarının neleri bize yaptırdığını gözümüze sokmaya çalışırlar. Türkiye Cumhuriyeti, İstiklâl Marşı yazıldığı ve meclis tarafından kabul edildiği zaman yoktu.

İstiklâl Marşı Kanundur

İstiklâl Marşı herhangi bir metin değildir. İstiklâl Marşı 12 Mart 1921 günü TBMM tarafından millî marş olarak kabul edilmiştir. Yani İstiklâl Marşı’nın kanunî bir dayanağı vardır.