İstiklâl Marşı bir şekilde ortaya çıktı. Burası İstiklâl Marşı Derneği ama burası Mehmed Akif derneği değil. Ben İstiklâl Marşı Derneği başkanıyım ama burası İsmet Özel derneği de değil. Bildiğiniz gibi İstiklâl Marşı, Mehmed Akif’in Safahat’ında yer almaz. Çünkü Mehmed Akif “O, milletin eseridir; benim malım değildir.” mealinde bir şey söyler. Bu sözler edebiyat olsun diye söylenmemiştir. İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir. Belgeyi kaleme almak Mehmet Âkif’e nasip oldu. İstiklâl Marşı, Türkiye’de istiklâl elde edildikten sonra bu başarının kaymağını yiyenlerin beğenmediği bir metindir. İstiklâl Marşı’nı, baş üstünde tutanlar sadece İstiklâl Harbi’nin kazanılmasından dolayı kendine bir vatan temin etmiş olanlar, vatanına kavuşmuş olanlardır. Ve İstiklâl Marşı hep bu insanların gösterdiği titizlikle yaşayagelmiştir.
İsmet Özel, Kâfirlerden Kaçırılmış Metin: “İstiklâl Marşı”, 9 Haziran 2007
Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl”, ne demek? Çehre neden çatık? Şeklen ve ruhen işgal altında bırakılmış bir İstanbul var.
İstiklâl Marşı herhangi bir metin değildir. İstiklâl Marşı 12 Mart 1921 günü TBMM tarafından millî marş olarak kabul edilmiştir. Yani İstiklâl Marşı’nın kanunî bir dayanağı vardır.
İsmet Özel: Evet, 1982 anayasasından dolayı dediğiniz gibi. Bugün Türkiye’de işte sivillerin anayasa yapmasından söz ediliyor, değil mi? Aslında benim sormak istediğim soru şu:
Dikkatlerin Basra Körfezi’ndeki saldırıya yoğunlaştığı ve yeni gelişmelerin neler doğuracağının merak edildiği şu günlerde laiklikten söz açmanın sırası mı?
Şimdi çok pratik bir noktayı işaret edeyim. Biz bugün üç cârî belâ olarak üç hususu, üç kalemi zikrettik; Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi ve Dokunulmazlıkların Kaldırılması.
İstiklâl Marşı Sakarya Zaferi’nden Sonra Rafa Kaldırıldı
İstiklâl Marşı Derneği’nin mevcudiyetinin izahı şuradır: Biz diyoruz ki “İstiklâl Marşı metni 1921 yılında millî marş olarak kabul edildi.
İstiklâl Marşı İle Asrın İdrakine Baktığımızda Gayet Net Bir Tablo Görürüz:
1. Asrın idraki bize her şeyin imkânlar nispetinde mümkün olduğunu; önce imkânları ele geçirmek gerektiğini telkin ediyor.


