"Ülke ve insan arasındaki irtibat yerkürenin her parçasında değişiktir ve bu ilişkilerin hiçbiri diğerine benzemez. Bizim memleketimizin vaziyeti şöyle izah edilebilir: Türkiye olduğu için Türk vardır, Türk olduğu için Türkiye vardır. Bunlardan biri diğerinden ayrılacak olsa, artık varlık sahasında ne birine, ne de diğerine rast gelmek mümkün olabilir. Ayrılık vuku bulduktan sonra varlık sahasının mümkünatına; olsa olsa, Türk’e karşı Türkiye ve Türkiye’ye karşı Türk ‘olgusu’ cevap verecektir."
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
“Eğer Türkler Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırmamış olsaydı Anadolu’da bir tek Müslüman bırakmayacaklardı.”
"XIII. asırdan beri burada gayri müslimler İslâm hukukunun ve Müslümanların hükümranlığını kabul etmek suretiyle hayat hakkına sahip olabildiler.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"İstiklâl Marşı'nı kendine talimat kabul eden insanlar kâfirlerin Müslümanlar için hazırladıkları tuzaktan beri olurlar.
" 'Türkiye niçin vatan' sorusu, 'Türkiye kimin vatanı' sorusundan ayrı olarak cevaplandırılamaz.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
İnsanlar kâfirler eliyle, kâfirler diliyle öyle bir yola sokuldular ki her parçanın diğeri aleyhine işlediği bir terkip esas alındı.