Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu? Yani, bir yere bakıyor muydu? Burada mühim bir yalan gizlemesi var. Çünkü eğer Türk Milleti yüzünü batıya çevirdiyse daha önce yüzünü hiçbir yere çevirmemişti. Kendisi yüz çevrilen bir yerdi, ya da bir topluluktu. Bunu saklamak üzere Türk Milletini yüzünü batıya çevirdiğini söylüyorlar. Peki, daha önce ne yapıyordu, nereye bakıyordu? Türk Milleti, hiç bir yere bakmıyordu, çünkü daha önce başkalarının yüzünü çevirdikleri bir milletti. Bunu anlamadıkça başka şeyleri anlamamız da bir engel olarak önümüze çıkar.
"Sâlih olmakla güzel olmak aynı şeydir; bizim, estetikten başka bir derdimiz yok.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
"İslâm'ın dışında hiçbir iyilik yoktur. İslâm'ın içinde hiçbir kötülük yoktur"
"Sâlih olmakla güzel olmak aynı şeydir; bizim, estetikten başka bir derdimiz yok.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
"İslâm'ın dışında hiçbir iyilik yoktur. İslâm'ın içinde hiçbir kötülük yoktur"
"Sâlih olmakla güzel olmak aynı şeydir; bizim, estetikten başka bir derdimiz yok.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.