TÜRK MİLLETİNİN ÖNÜNE BİR TEK HEDEF BİLE KONMAMIŞTIR

"Biz İstiklâl Marşı Derneği olarak kurulduğumuz günden itibaren şunu söylüyoruz: İslâm’ın içinde hiçbir kötülük yoktur ama İslâm’ın dışında hiçbir iyilik yoktur! “Bunu gâvurlar daha iyi yapıyor” dediğiniz zaman İslâm’ın dışında bir iyilik arıyorsunuz demektir. Gâvurlar hiçbir zaman hiçbir şeyi iyi yapamazlar. Bizim halkımız öyle demiş: “Gâvurun aklı olsaydı Müslüman olurdu” ve bu aslında bizim dramımızdır aynı zamanda. Çünkü biz bu toprakları dar’ül İslâm haline getirirken akıllı gâvurlar Müslüman oldu ve bunlar kendi kavrayış seviyeleriyle bizim dinimize bazı şeyler soktular. Bid’at ve hurafeler... Bunlar bizi tabii ki zaafa uğrattı. Ama Cumhuriyet’in ilanıyla beraber bizim elimize çok büyük bir imkân geçti. Çünkü Cumhuriyetin ilanı demek ümmet-i Muhammed'in ikinci hicreti demekti. Biz birinci hicretimizde Mekke’den kaçmak, Medine’de devlet kurmak mecburiyetinde bırakıldık ve sonunda Mekke’yi fethettik. Ama Cumhuriyet ilan edildiği zaman artık Mekke’miz ve Medine’miz de yoktu. Medine müdafaasını yapan Fahrettin Paşa milli mücadeleye iştirak etmek istedi. Fakat işler o şekilde düzenlenmişti ki “Bu Müslüman adamı milli mücadelede iyi bir yere yerleştirecek olursak düzen istediğimiz gibi şekillenmez” diye düşündüler. Fahrettin Paşa’yı Afganistan’a sefir yaptılar. Yani milli mücadelede yönetici pozisyonu olmadı Fahrettin Paşa’nın, Müslümanlığı sebebiyle.  Biz eğer Cumhuriyet’in ilanıyla beraber ikinci hicretimiz olduğunu kafamıza sokmuş olsaydık ne yapacaktık? Mekke ve Medine’nin tekrar İslâm beldesi haline gelmesi için bütün gayretimizi sarf edecektik ve böylece Türkiye’nin dünyada gıpta edilen bir ülke olmasını sağlayacaktık. Ama bakınız doksan senelik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türk milletinin önüne bir tek hedef bile konmamıştır. Şu meseleyi düze çıkaralım diye bir problem önümüze konmamıştır. Biz 90 seneyi heba ettik. 90 senemiz harcanmış bir 90 senedir. Bu on sene daha mı iyi olacaktı? Hiç sanmıyorum. Yani eğer milletçe “Biz artık sırat-ı müstakim üzerineyiz” demek suretiyle bir katılım bahis konusu olmayacaksa, tabii ki felaket katlanarak büyüyecek.“Her Ferdimize İstiklâl” deyişimiz bizim Mekke ve Medine’yi tekrar İslâm beldesi haline getirecek. Hacılarımızın haccını kabul noktasına taşıyacak bir şeyden bahsediyoruz yani. Bunun için bugün kapitalizmin dünyayı getirdiği yer hesap dışı tutulmak zorunda. Doksanlı yıllardan itibaren globalizm diye bir alçaklık insanların zihnine sokuldu. Bu globalizm üç kaide üzerinde yürüdü ya da varlığını, tesirini gösterdi. Demokrasi, insan hakları, serbest piyasa ekonomisi. Bugün dünyada insanlar bu üç şeyden hayır umdukları sürece kendilerinin değersizliğini kabul ederek öbür dünyaya gidecekler, demektir. Eğer insanlar öldükten sonra hesaba çekileceklerini düşünüyorlarsa kendilerine bu yaşadığımız dünyada kendi gözlerinde ne değer biçtiklerini şimdiden düşünmeleri lazım çünkü hadislerle de ayetlerle de sabit olan bir şey var. Biz hesaba çekildiğimiz zaman Allah bize “Kulum” diye hangi durumlarda seslenecek hangi durumlarda yüzümüze bakılmayacak… Bunlar öyle saklı gizli şeyler değil. Onun için eğer insanda zerrece iman varsa hiç olmazsa vereceği hesabın kolaylaşmasını dua ile ister Allah’tan. Bunu istemiyorsa bu insanın tabii ki helak olduğu besbellidir. Ama insanlar helak olmayı istiyorlarsa buna bir şey diyemeyiz. Ama biz bu dünyada “Her Ferdimize İstiklâl” yani Allah’tan mağfiret dileme hakkı talep ediyoruz. Ama “Her Ferdimize İstiklâl” dediğimiz zaman bu dünya hayatı içinde şerefli bir pozisyonu elden bırakmamayı da kast ediyoruz."

23 Kasım 2013, Kızıltepe/Mardin

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Şair İsmet Özel’in “Her Ferdimize İstiklâl” konuşmasından.

"SINIF BİLİNCİ - YAZ"

Türk harfleriyle yazdık; yaza yaza yaz geldi. Bir çevrim tamamlandı. Mevsimlerden geçerek vardığımız yer Sınıf Bilincimizi pekiştirdi. Modern hayatın insanlara dayattığı gibi yaz mevsiminin tatile, rehavete, atalete açık kapılarına yanaşmadan çalıştık.

İstiklâl Marşı’na İlk İtiraz

İstiklâl Marşı’nın kendisi Türk Milletinin eseridir ve İstiklâl Marşı Derneği de bu vakıanın kasten gözden kaçırılmasına bir tepkidir.

Al Sancağın Sönmeyişini Tüten En Son Ocağın Varlığı Açıklar

İstiklâl Marşı’nda ne söylendiği gayet sarih ve kimin söylediği de belli: Sözü söyleyen Türk Milleti. İstiklâl Marşı bir milletten bahsederken sadece bu toprakların üzerinde yaşayan insanları değil, toprağın altındaki şühedayı ve melekleri de hesaba katıyor.

“İstiklâl Marşı Sevr Mağarasında Allah Rasûlü’nün Hz. Ebubekir’e Hitap Ettiği Gibi Başlar: Korkma!”

12 Mart 1921’de İstiklâl Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından millî marşımız olarak kabul edildi. Daha Sakarya Meydan Muharebesi olmamıştı, bizim istiklâlimizi kazandığımıza dair bir sarahat yoktu.

Son Ocak, Sönmez Ocak, Bizim Ancak

Bugün hâlâ bir devlet devamı bahis konusuysa bu İstiklâl Marşı’nın gösterdiği hedefin yeniden anlaşılmasıyla veyahut gerçek boyutlarıyla anlaşılmasıyla mümkün olacaktır.

Kur’an-ı Kerim’in Nazil Olmasının İnsanlık Bakımından Önemi Nedir?

Dünya tarihinde, insanlık tarihinde iki büyük kırılma var. Birisi Kur’an-ı Kerim’in nazil olması, diğeri bugün Türkiye toprakları dediğimiz yerin darü’l-İslâm hale gelmesi. Bunları bir anlamamız lâzım. Kur’an-ı Kerim’in nazil olmasının insanlık bakımından önemi nedir?

Kür Tale Viame Leka Dın

Önce kadınlığın, ameleliğin, Aleviliğin, Kürtlüğün ortaya nasıl iseler öyle çıkmadığını, çıkarılmadığını ve dikkatlerin kadınlar, ameleler, Aleviler, Kürtler bakımından iyi olanın hangisi olduğuna çevrilmediğini vurgulamamız gerek.

BİZ NEDEN ORUÇ TUTUYORUZ?

"Bizi Türklükten nasıl uzak tuttuklarını anlamak için bizi İslam'dan nasıl uzak tuttuklarını anlayabilmemiz lazım. Bugün Ramazan ayındayız. Bize Ramazan ayı denince ne anlaşılması gerektiğini gayr-i Müslimler telkin etti.