BİZ NEDEN ORUÇ TUTUYORUZ?

"Bizi Türklükten nasıl uzak tuttuklarını anlamak için bizi İslam'dan nasıl uzak tuttuklarını anlayabilmemiz lazım. Bugün Ramazan ayındayız. Bize Ramazan ayı denince ne anlaşılması gerektiğini gayr-i Müslimler telkin etti. Biz Müslüman olarak Ramazan ayının ne manaya geldiğini ve tuttuğumuz orucun neye tekabül ettiğini bilmeden yaşıyoruz. Billboardlarda falan görüyoruz: "Ramazan keyfi..." bilmem ne. Bu kâfirlerin işidir. Çünkü dünya kâfirlerin cenneti, Mü'minlerin zindanıdır. Ramazan keyfinden bahseden insan kâfirdir. Ramazan keyifli bir şey değildir. Ramazan'ın keyfi çıkarılmaz. Bizim kültürümüzde Ramazan eğlenceleri doğrudan doğruya kâfirlerin icat ettikleri şeylerdir. Ramazan eğlencesi olmaz. Çelimli Çalım okuyanlar Müslüman'ın üç türlü eğlencesi olduğunu öğrenmişlerdir. Hadis-i Şerif bildiriyor bunu bize. Bir, atını eğitirken aldığı zevk; iki, ok talimi yaparken aldığı zevk; üç, helaliyle oynaşırken aldığı zevk. Müslümanın bu üçünden başka eğlencesi olmaz. Biz neden oruç tutuyoruz? Bütün ümmet-i Muhammed'e bu farz? Bu dünyada görülmemiş bir şey. Kur'an nazil olmadan önce de yok, Kur'an nazil olduktan sonra da bunun manasını kavrayan pek az. Bir ümmet, büyüğüyle küçüğüyle zenginiyle fakiriyle bütün bir ay oruç tutuyor. Bu akla sığacak bir şey değil. Ne yapıyorlar oruç tutmakla? Sahurdan iftara kadar bir şey yiyip bir şey içmiyorlar, cinsi münasebete veya cinsi faaliyete müteallik şeylere bulaşmıyorlar. Bu bir çeşit zühd gösterisi mi? Yoksa bunun fikriyata dair, tefekküre dair bir tarafı var mı? Asıl bu mu önemli? Tabii ki asıl bu önemli. Biz oruç tutmak suretiyle bütün yaratılmışlara bir ümmet olarak, ümmetin tamamı olarak hitap ediyoruz: Bizi yaratan Allah'tır. Biz cinsi münasebet sebebiyle ortaya çıkmadık. Bizi Allah yarattı. Biz hayatta kalıyorsak yediklerimiz, içtiklerimiz yüzünden değil. Allah bizi yaşattığı için hayattayız. Bu dünya hayatını Allah bize nasip ettiği için böyledir. Bunu bütün bir ümmet olarak başta kâfirlere, sonra da bütün mahlûkata ilan ediyoruz, tebliğ ediyoruz. İslam'da ibadetlerin hepsi küfre darbe vurmakla alakalıdır. Bu yüzden kendini bilmez birtakım insanlar papazlarla, hahamlarla iftar ettiklerini, bunun iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. Bu dinden çıkmaktır. Biz, eğer namazda Fatiha suresini okuyorsak, Yahudi olmadığımız için, Hıristiyan olmadığımız için Müslüman'ız. Ehl-i Kitap sözü bir yumuşaklığı, bir ehveni gösteren ifade değildir. Ehl-i Kitap sözü bir hakarettir. "Siz, size Kitap verildiği halde Müslüman değilsiniz!" kınamasıdır. Ama işte ehl-i kitap kadınlarla bir Müslüman erkek evlenebilir. Bu nakısadan onları arıtmak içindir. Kadın hala, Müslüman bir erkekle evlendiği halde Hıristiyanlığına ya da Yahudiliğine devam ediyorsa o bileceği bir şey. Onlara tanınmış bir imkândır, bir fırsattır. Yoksa onları makbul görmekle alakalı bir şey değildir. Onlar kendilerine kitap indirilmiş kavimlerden gelen insanlardır. Dolayısıyla bunlara kitap indirilmemişlere göre bir puan tanıyoruz. Yani onların karılarıyla evleniyoruz. Bize İslam'ı yüzyıllardan beri olduğundan farklı bir şekilde gösterdiler. Biz de bunun bize yaradığını sanarak yaşadık yıllar boyu. Böyle ölen milyonlarca, milyarlarca insan var."

4 Temmuz 2015/ Konya

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Şair İsmet Özel’in “Bir Türk Dünyaya Bedeldir” konuşmasından.

 

 

BAŞINI ÖRTEN KIZLAR FELSEFE BİLMELİDİR

Hükümranlığı altında bulunduğumuz medeniyet çerçevesinde erkekler günlük hayatlarını sürdürmekte iken Müslüman kimliklerini dışa vurmak mecburiyeti altında kalmıyorlar.

İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’nden Önce ve Onun Kazanılması İçin Yazıldı.

 

İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’nden önce ve onun kazanılması için yazıldı; buna bir katkı ya da destek olmak üzere yazıldı. Yoksa işler bittikten sonra hikâye olsun diye değil. İstiklâl Marşı, eğer dünyada Türk hayatı diye bir şey varsa, bu Türk hayatının en kritik döneminde yazılmış bir metin. Türk hayatı şimdiye kadar bir şekilde vardı, bundan sonra da olacak mı sorusuna cevap vermek üzere yazılmış bir metin İstiklâl Marşı. O yüzden İstiklâl Marşı’nı Türk hayatı dediğimiz şeyin varlığı ve idamesi için elzem bir unsur olarak görmek bizi bir araya getiriyor.

 

İsmet Özel, Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklâl Yürüyüşü, s.163

İlk Basın Toplantımız

İstiklâl Marşı Derneği’nin niçin kurulduğunu söylemek için önce bir şeyi açıklığa kavuşturmamız lazım. Aslında bir şeyler yapmak istiyoruz da İstiklâl Marşı’nı bahane ediyoruz değil. Aslında bir şeyler yapmak istiyoruz da yapmak istediğimiz şey yolunda İstiklâl Marşı’nı istismar ederiz diye düşünmedik.

Al Sancağın Sönmeyişini Tüten En Son Ocağın Varlığı Açıklar

İstiklâl Marşı’nda ne söylendiği gayet sarih ve kimin söylediği de belli: Sözü söyleyen Türk Milleti. İstiklâl Marşı bir milletten bahsederken sadece bu toprakların üzerinde yaşayan insanları değil, toprağın altındaki şühedayı ve melekleri de hesaba katıyor.

“Korkma” Lafzıyla Başlayan İstiklâl Marşı 1930 Yılından Beri Türklere Korkmalarını Telkin Eden Bir Beste İle Okunuyor

Musikinin ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli rivayetler mevcuttur. Rivayetlerden biri lisanın kendi ahengiyle seslerin vurgu farklılığına göre tabii nağmeler meydana getirerek musikinin neşet etmesi.

KOKAKOLANİZASYONUN İMDADINA YETİŞEN LÖPENİZASYON

... Birkaç gün sonra Fransa’da devlet başkanlığı ikinci tur seçimi yapılacak. Merak edilen şey seçimi kimin kazanacağından çok adaylardan birinin yüzde kaç oy alacağıdır. Merak konusu olan Jacques Chirac değildir.

İstiklâl Marşımızın Kabul Edildiği Meclis’in Başına Neler Geldiği Kimin Umurunda?

Bugün Türkiye’de demokrasi lehinde ya da aleyhinde veya darbe lehinde ya da aleyhinde konuşanların Türk milletinin başına gelenler ve akıbeti hususunda zerre hassasiyet taşımadıkları gün gibi âşikâr.

YİĞİDİN HAKKINI YEMEK İÇİN

Ülkemizde 1928 yılından sonra gözü kör eden kâtiplerin hükmü kalmadı. Latin harfleriyle okuyup yazmaya başladığımızdan bu yana önce mürettiplerin, sonra dizgicilerin ocağına düştük.