Türkler haçlı seferlerinin başarısızlığa uğraması sonunda Avrupalıların bütün hükümranlık iddialarını iflas ettirerek Avrupa’da mukim insanların yaşadıkları topraklara hapsedilmesini sağlayan bir düzen kurdular. Türkler hiçbir devletle savaşmadılar. Türkler Hıristiyanlıkla savaştılar. Batıya doğru ilerlerken karşılarındaki orduların hiçbiri hiçbir devlete bağlı bir ordu değildi. Hepsi Haçlı ordusuydu. Yani biz Niğibolu’yu da Mohaç’ı da Haçlı ordusunu mağlup ederek kazandık. Gerçi Mohaç’ta Macarlar ağırlıklıydı ama gene o bir Haçlı ordusuydu. Yani Türklerin dünya tarihinde kendilerine bir yer edinmeleri gayri Müslim güçleri etkisiz bırakmaları suretiyledir. Başka hiçbir suretle olmamıştır.
"86 yıllık devlet hayatımızı manasız geçirmiş bir toplumuz. Bunu manalandırmak isteyen az sayıdaki insan sürekli eza ve cefa içerisinde bırakıldı
Kapitalizmin bir hasmı varsa bunun adı “Türk düzeni” olarak konabilir; sosyalizm veya komünizm olarak değil.
Bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine ait olduklarını kabul etmeleri lazım.
İnsanların basit birer alet olmadan yaşayabildikleri bir ekonomik yapı temin etmeleri mümkündür.
Türkiye'de yaşayan herkeste bütün ülkenin aynı ruhla canlı kaldığına dair bir inanç vardı.
"Direniş ve atılımla neyi kastediyoruz? Direniş sahası 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarıdır.
"İstiklal Marşı Derneği, ‘ben Türk değilim, ama bu topraklarda benim de hakkım var’ diyenlerin havalarını alması için kurulmuştur."