İstiklâl Marşı Derneği'nin beşinci sene-i devriyesi münasebetiyle tertip ettiği “Bereketsiz İhanetler" başlıklı panel ve konferans 17 Mart 2012 tarihinde Ankara’da yapıldı. Yoğun ilgi gören panelde ilk olarak söz alan İstanbul Şube Başkanı Sedat Akyüz, insanların bulundukları yeri bilmeden, bir sabiteyi esas almadan dünyada olup bitenleri anlamakta yetersiz kalacaklarını izah etti. Bu bakımdan İstiklâl Marşı’nın İslami mücahedenin mihveri olduğu tespitinde bulunan Akyüz, İstiklâl Marşı’nın niçin yazıldığı, Türkiye’nin niçin bir vatan olduğu ve nihayetinde İstiklâl Marşı Derneği’nin niçin kurulduğu hususları dikkate alınmadan Kur’an-ı Kerim’den ve Hadis-i Şeriflerden bir şey anlaşılamayacağını belirtti. Sedat Akyüz konuşmasında Harf İnkılâbı olarak bilinen hadiseyle yazımızın elimizden alınmasının bir ihanet olması kadar bu yazıyı tekrar elde etme çabası göstermemenin bir başka ihanet manası taşıdığını ifade etti. Kötü bir duruma rıza göstermenin bir ihanet olduğunu, kötü durumu meydana getirenlerle ona rıza gösterenler arasındaki danışıklı halin ihanetin cesamet kazanmasına hizmet ettiğini belirten Akyüz, bu bakımdan karşılıklı bir ilişkinin olmadığı yerde ihanetin etkisiz kalacağından söz etti.
Ardından söz alan Şanlıurfa Şube Başkanı Mustafa Özköylü Osmanlı’dan bu yana devam eden ihanet çizgisinin bugün AKP’liliğe ulaştığından bahsettiği konuşmasında ihaneti ve hainleri teşhis edecek kişinin kendisinin sadakat sahibi olması gerektiğini belirtti. Özköylü konuşmasında hainlerin ihanetinin herkesin gözü önünde açığa çıkması halinde arkalarına bakmadan Türkiye’den kaçacaklarını ifade ederek, o günlere kavuşulacağının imanıyla sabit olduğunu dile getirdi.
TÜRK MİLLETİ “YENİ ANAYASA”YI DA YIRTIP ATACAKTIR
Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Kendirci İstiklâl Marşı Derneği’nde olmanın önceden zihinlere doldurulan tüm bilgileri boşa çıkardığına işaret ederek başladığı konuşmasında aldığımız başlıca darbenin ve gördüğümüz başlıca ihanetin yazımızın elimizden alınması olduğunu hatırlattı. İnsanları beş duyu organıyla sınırlandırıp tanımlayan bilimin insanı sair hayvanlara eş tuttuğuna dikkat çekerek artık insanlarda gönül diye bir şeyin kalmadığını ifade etti. Mehmet Kendirci, Türk Milleti’nin Mondros ve Sevr gibi işine gelmediğini gördüğü anlaşmaları yırtıp attığını hatırlatarak yine Türk Milleti’nin kendisine dayatılan yeni anayasayı da yırtıp atacağı ümidiyle sözlerini tamamladı.
İstiklâl Marşı Derneği İkinci Başkanı Durmuş Küçükşakalak ise konuşmasında “ihanet”in zıddının “emanet” olduğuna dikkat çekti. Ayet-i Kerime’de dağların taşların kabul edemediği emanetin insan tarafından kabul edilmesinin onun zalimliği ve cahilliğine bağlandığını hatırlatan Küçükşakalak ihanetten kurtulabilmek için emanetin ne olduğunu bilmek durumunda olduğumuzu ifade etti. Birinci Meclis’in ilk çıkardığı kanunlardan olan Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığına getirilmesiyle ilga edildiğinden de bahseden Durmuş Küçükşakalak kanunun o tarihte yürürlükten kaldırılmasına duyulan ihtiyacın, en tepedeki mevkie varana kadar her mevkiin ihanete ev sahipliği yapmasıyla irtibatlı olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de Türk kimliği dışında herhangi bir kimliğin davasını gütmenin vatana ihanet olduğunu da beyan eden Durmuş Küçükşakalak Asr-ı Saadet günlerinde de mebzul miktarda hainlerin mevcut bulunduğunu hatırlatarak hainlerden kurtuluş diye bir şey olmadığını, yapılacak işin hainlerin tesirinin uzanamayacağı bir saha açarak o sahanın bekçiliğini yapmak olduğunu ifade etti.
Panelin ardından “Bereketsiz İhanetler” başlıklı bir konferans veren İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, insanların kafalarının doğru çalışabilmesi için öncelikle yanlış çalışmanın getirdiği bir kazanca, yani yanlış çalışmanın işe yaramazlığını kavrama kazancına kavuşulması gerektiğini ifade etti. Dünya hayatımızda bazı reddedeceğimiz şeylerin, yücelteceğimiz başka bazı şeylerin mukabili olarak elimize geçtiği düşünülecek olursa bütün ihanetlerin bereketli olarak değerlendirilebileceğini izah etti. Genel Başkan İsmet Özel dünya hayatının ahiret hayatından daha alt seviyede olduğunun fark edilmesi veya dünya hayatında hiçbir kazanç sağlamayan bir değerin keşfedilmesi gibi bir meselenin de mevcut olduğunu hatırlatarak insan dediğimiz yaratığın sadece dar bir zaman aralığında ve çok tehlikeli bir durumda fark edeceği bir şeyi hayatının sebebi ve izahı haline getirebildiğine dikkat çekti.
Âdem Aleyhisselam’dan bu yana dünya tarihinde istikamet tayin edici iki benzersiz hadiseye işaret eden Genel Başkan İsmet Özel bunlardan birincisinin Kur’an-ı Kerim’in nüzulü olduğunu ikincisinin ise Türklerin bir vatanının olması olduğunu ifade etti. Bu hadiselerin sonunda ihanetlerin vuku bulduğunu ve bu ihanetlerin bereketinin, İslâm’dan uzaklaşmanın temin ettiği dünyevi kazanç olarak tecessüm ettiğini belirtti. Buna örnek olarak İslâm’dan uzaklaşılarak elde edilen bir “İslâm Medeniyeti”nden bahseden Genel Başkan İsmet Özel, eğer buna bereket denecekse böyle bir bereketin görülebileceğini dile getirdi.
Kur’an-ı Kerim’in hidayet rehberi olduğunu hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, bu manada hidayete erecek olanın Kur’an’ı öğrenen kimseler olabileceğini ifade etti. Türkiye’de yazının değiştirilmesiyle Türk Milleti’nin kan kaybına uğratıldığına işaret eden Genel Başkan İsmet Özel, eğer Türk Milleti hala kan kaybından ölmediyse onda hala bir şey olup olmadığına bakılması gerektiğini, yazının geri alınmasının ise kan akıtılan yaranın kapatılması manası taşıdığını beyan etti.
KAPİTALİZM ÇARKININ İŞLEMEZ HALE GETİRİLMESİ İLK VAZİFEDİR
İstanbul’un fethiyle birlikle Avrupa, ancak bir kötülük mekanizmasının işletilmesiyle idame ettirilebileceği bir vaziyete gelmiş oldu. Sonradan kapitalizm adı verilen bu işleyiş karşısında, insanlık lehine yapılabilecek yegâne şeyin bu çarkın işlemez hale getirilmesi olduğunu vurgulayan Genel Başkan İsmet Özel, bu çarkın işlemez hale getirilmesinin vazifenin tamamı olduğunu belirterek, onun yerine neyin konulacağı hususunun ilk planda kafa yorulacak bir mesele olmadığını da anlattı. Avrupa’nın Türkiye’yi müstemlekeleştirememiş olmak dolayısıyla hep bir endişe içerisinde yaşadığını, bu halin Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olduğu güne kadar devam ettiğini ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, bugün Türk vatanının tamamen yok oluşunun, Türkiye’nin dünya sistemine tamamen entegrasyonuyla irtibatlı olduğunu izah etti.
Türkiye’de Lale Devri’nden başlayarak yenilik adı altında gerçekleşen her hadise, işimize yarayan bir şeyin feda edilmesi ve onunla ikame edilemeyecek vasıfta olan, işe yaramayan bir şeyin alınması şeklinde vuku buldu. Bütün bu tarihi aşamalar neticesinde en son aldığımız şey olarak cep telefonuna işaret eden Genel Başkan İsmet Özel cep telefonunun neyin terk edilmesi karşılığında alındığı sorusuna cevaben, cep telefonuyla konuştuğumuz insanları terk etmiş bulunduğumuzu ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel neticede bütün bu yeniliklerin bereketsiz ihanetler olarak hayatımızda yer aldığını anlattı.
İstiklâl Marşı Derneği’nin kendini, Uhud’da Resulullah’ın emrettiği yeri terk etmeyen okçular olarak gördüğünü belirten Genel Başkan İsmet Özel konuşmasının sonunda, Allah’ın ve Resulü’nün (S.A.V.) emrini hiçbir fiyat karşılığında terk etmemekte kararlı olduğunun altını çizdi.
17 Mart 2012, Ankara
Panelimizde bir “Yeni Kana Yasa” başlığı var, bir de “Yenik Anayasa” başlığı var. Yeni Kana Yasa... Yani yeni bir kan var, bu kana uygun bir yasa isteniyor Türkiye’de.
Es-selâmu aleyküm,
İstiklâl Marşı Derneği’nin tertip etmiş olduğu “Türk Olmak” paneline hepiniz hoş geldiniz.
Etkileyici bir panel dinlediniz; ben şahsen etkilendim konuşmacılardan. Şimdi, ‘‘Bir Çağın Başlangıcı Olarak, Bir Alanın Açılımı Olarak, Bir Biçimin Sunumu olarak İstiklâl Marşı’’ konusunda ben de birkaç söz edeceğim.
Fikret Demir: Selâmun aleyküm,
Hoşgeldiniz. İstiklâl Marşı Derneği Sakarya Temsilciği ve yine bu vesileyle tertip edilecek bir panel,
Oruç Özel: Selâmun Aleyküm,
Hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada “Tarihte İstiklâl Marşı’nın Yeri” adlı paneli dinlemek için toplandık.
Oruç Özel: