Şu anda da eğer insanlar Müslümanlığını, "yerine başka bir şey konamaz bir değer" olarak kabul etmiş olsalar yaptıklarının hiçbirini yapmazlar. Yani ne demek Müslümanlığını yerine başka bir şeyin konamayacağı bir değer olarak kabul etmek? Fatiha suresini benimsemek demek… Yani Allah’ın din gününün sahibi olduğunu bilmek demek… Bir gün dünya hayatımın her noktası, her milimetresi hesaba çekilecek. Bir gün gelecek, ona din günü diyoruz, o din gününde dünyada ne kadar ömür sürdüysen onun her salisesi, her milimetresi hesaba çekilecek. Bunu düşünen adam asla bugün Türkiye’de yaptıklarını yapamaz.
"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır.
Millet hayatının ne olduğunu umursamayan ve olmaması gereken, yani bir geleceği olmasını kendisi için kötü bulan insanların çok etkili olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
İslamiyet’in faidesine değil; onun istismar ve suistimaline talibiz cümlesi bariz bir metod olarak asırlardır yürürlüktedir.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"Din gününü, hesap gününü hesaba katmadan da Müslümanlıkla iştigalimiz bahse konu edilebilir.
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
Bizim kendini bilen âlimlerimiz zamanında şunu söylemiştir: “Din esastır, devlet onun fer’i olarak kurulmuştur.”