"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır. Bütün mesele; İbranî-Hıristiyan medeniyetin Türkiye'ye ve İslâm'a biçtiği yere ve bu yerin kaçınılmaz bir realite olduğuna rıza ya da red meselesidir. Bu rıza küfrün figüranlığına, red ise kulluğun asaletine râci'dir. Asaletini kaybettiğin vakit, vekâleten yaşadığın hayat cehenneme alıştırma yapmaktan başka bir şey değildir."
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
“İstiklâl Marşı’nın Anayasa’dan çıkmasında bir mahzur yok.” diyen herkes Türkiye’nin bir birim olarak, bir ülke olarak varlığından vazgeçmiş demektir.
Bizim topraklarımız Avrupa’da kapitalizmin, yani feodalizmin bağrında yetişen kapitalizmin doğmasına vesile olan topraklardır.
"86 yıllık devlet hayatımızı manasız geçirmiş bir toplumuz. Bunu manalandırmak isteyen az sayıdaki insan sürekli eza ve cefa içerisinde bırakıldı
"XIII. asırdan beri burada gayri müslimler İslâm hukukunun ve Müslümanların hükümranlığını kabul etmek suretiyle hayat hakkına sahip olabildiler.